Ben de ilk defa yaptım lazanyanın kıymalısını, genelde sebzeli yapıyorum etle aram pek iyi olmadığı için. Malum yalnızca kendim için yemek yapmıyorum, hem siteye koymak için hem de eşime değişiklik olsun diye kıymalı yapmak istedim ama kendim de iki dilim kadar yedim… Kıyma seviyorsanız tereddüt etmeden yapabilirsiniz. Tarif ünlü aşçı Cemal Türkan’a ait, televizyonda bir programda hazırlamıştı kendisi ama ben birebir aynısı yapamadım tabi, hatırladığım kadarıyla yaptım.
Yengeciğimin ellerine sağlık, gecen hafta anneme gittiğimde yapmıştı bu simitleri, hani şu meşhur simit saraylarında satılan simitler var ya, işte tadı onların aynısı, tarifi Oktay ustanın programından almış, ben de sizinle paylaşmak istedim çünkü böyle tam tutan tarifleri bulmak biraz zor.
Sadece şeker ve tuz oranını biraz değiştirdim ben, çünkü bana biraz fazla tatlı geldi siz eğer tatlı seviyorsanız ona göre ayarlarsınız ama simit sevenlerin kesinlikle denemelerini öneririm, ayrıca biraz fazla yapıp dondurucuya koyun, böylece belki bir hafta sonu kahvaltısı için ne hazırlayayım diye düşünmeden sıcacık simitleriniz olmuş olur. Allah derin dondurucuları ve fırınları korusun, ayrıca bulaşık makinalarını, çamaşır makinalarını ve tabi kombileri de…
Bu ponçikler arkadaşım Deniz’e ait. Çok hoş görünüyorlar değil mi? Emin olun tatları da öyle, içinde meyve olduğu için ve hamuru ince kullanıldığı için oldukça da hafifler. Deniz tarifi verirken kurabiyelerin günlük tüketilebilecek kadar yapılmasının daha iyi olacağını, ertesi güne kaldıklarında tazeliklerinin ve tatlarının gittiğini yazmış, bu elmalı iç harcın su bırakmasından kaynaklanıyor ama inanın tatları buna değer, isterseniz hamuru ve harcı buzdolabında bekletip ertesi günde pişirebilirsiniz.
Lazanya yapılması en kolay olan ama son derece lezzetli tatlardan biridir. İçine sevdiğiniz herhangi bir karışımı koyup kendi damak zevkinize göre daha da tatlandırabilirsiniz. Yabancı sitelerdeki tariflerde genelde ricotta ve mozzarella bütün çeşitlerde sabit olarak kullanılır ama ben çoğu zaman kullanmıyorum, genelde beşamel sos kullanıyorum ve iç harcını bol tutuyorum. Eğer ilk kez yapacaksanız, bir daha ki sefere ölçüleri kendi zevkinize göre azaltıp, çoğaltabilirsiniz yani, ille de bu ölçüleri kullanmanız gerekmiyor.
Ben bu kez malzemeyi baya bol kullandım ve diğer yaptıklarıma göre tadı çok daha enfes oldu. Ayrıca ertesi gün de tadından hiç birşey kullanılmıyor, isterseniz fırında çok az ılıtıp, isterseniz de soğuk olarak da tüketebilirsiniz.
Tarçını çok sevdiğim için olsa gerek ben bu minik un kurabiyelerine bayıldım, bu kurabiyeler cevizden biraz büyükçeydi ama bence siz yaparken daha küçük bezeler yapın, yani tek lokmalık olmaları daha iyi olur çünkü üzerlerinde tarçın ve pudra şeker karışımı var ve biraz etrafa saçılabiliyor.
Geçen hafta Arif Arda’nın doğum günündeydik, Arda’nın teyzelerinin yaptığı nefis kurabiye ve pastaları sizin için fotoğrafladım ve hemen tariflerini aldım. İlk tarif olarak sizden gelen değişik kurabiye tarifleri isteği üzerine, benim ilk defa tattığım bu incirli, cevizli kurabiyeyi seçtim, tadı gayet güzeldi.
Tarifte pişirmeden önce hindistan cevizi, kakao karışımına batırılıyor kurabiyeler ama batırmazsanız da tadında bir değişiklik olacağını sanmıyorum ayrıca pişip pişmediğini anlamanız için bu karışımı kullanmamanız daha iyi olur çünkü kakao hamurun rengini görmenizi engelliyor. Her fırının pişirmesi farkılı olduğu için verilen süre sizin için yeterli olmayabilir veya fazla gelebilir, kurabiyelerde en iyi yöntem üzeri kızarıncaya kadar pişirmektir. Ama değişik bir görüntü istiyorsanız kakaolu olarak da deneyebilirsiniz.
Yemekteyiz isimli programda herkesin beğenisini toplayan nadir sunumlardan birini uyguladım geçenlerde, bir bakıma paçanga böreğine çok benzeyen bir tarifti ama elbette ben kendimce bazı eklemeler yaptım üzerine ve benim derlediğim şekli ilk denememe göre çok lezzetli oldu.
İşin püf noktası iyi bir sucuk bulmakta, benim aldığım sucuk da gerçekten lezzetliydi ki ben sucuktan pek hoşlanmam, markasını hatırlamıyorum ama hatırladığım tek ayrıntı üzerinde “acılı” yazmasıydı ama acı değildi ve tadı böreğin içine fena halde yakıştı.
Dikkat etmeniz gereken ikinci ayrıntı ise yediklerinizin sayısı, yanında peynir ve çay ile kendinize hakim olamamanız çok olası bir durum.
Eğer yağlı yiyeceklerden hoşlanmıyorsanız, yağda kızardığı için ve sucuk da kendi yağını bıraktığı için birazcık yağlı oluyor, isterseniz bunu engellemek için sucukları doğradıktan sonra yağsız tavada biraz soteleyebilirsiniz.
İçli köfte benim için ceviz soslu mantı gibi bir şey, yanında ayran veya çay ile kaç tane yediğimin haddi hesabı olmaz, bu tarifi denemenizi kesinlikle öneririm. Ben çok içli köfte denedim ama kesinlikle bunun gibisini yemedim. Sakın yapamam diye korkmayın, şeklini ilkinde tutturamazsanız da, ikincisinde benzer birşey mutlaka yakalarsınız, olmadı kendinize özel bir içli köfte tasarlarsınız, elinizden geldiğince…
Ayşe ablacığım ellerine sağlık…
Bir bardak taze demlenmiş çay, üzerine pudra şekeri serpilmiş tarçınlı cevizli kek ve dışarıda lapa lapa yağan kar…
Sakın şimdi buralarda kar yağdığını sanmayın, aksine İstanbul’da pastırma yazı yaşanıyor şu aralar ve hava olabildiğince garip; ne sıcak, ne soğuk ve 10 kişiden 9 unun burnu akıyor.
Ama bu kek bana hep karlı günleri hatırlatır, karlı ve soğuk günleri…
Bu tarif Antalya’dan Nuray ablama ait, biz bu keki yediğimizde hava sıcaklığı oldukça yüksekti, o sebepten üzerine pudra şekeri serpmedik. Şaka bir yana üzerine damak tadınıza uyacak kadar tarçınla karıştırılmış pudra şekeri serpmenizi kesinlikle tavsiye ederim, nefis oluyor.
Bu tarif Antalya’dan Ayşe ablama ait, Rahmetli eşi Diyarbakır’da görevliyken öğrendiği tariflerden biri, yakında bu tariflerden birkaç tane daha paylaşacağım sizlerle . Tuzluları seviyorsanız mutlaka deneyin, değişik bir tat, daha önce hazır olarak aldığım birşeye çok benziyor ama bir türlü çıkaramadım. Dondurucuya atıp, gerektiği zamanlarda fırında ısıtarak veya kendi kendine çözülmesini bekleyerek tüketebilirsiniz, tadı hiç değişmiyor,kesinlikle kurtarıcınız olacaktır.
