Bu tarif için şimdiye kadar yediğim ve yaptığım en iyi poğaça diyebilirim, tam benim damak tadıma hitap eden tuzlu kuru pasta tadında hem yumuşak aynı zamanda kıtır ama kesinlikle ve kesinlikle tadılması gereken bir tat. Görünüşleri de oldukça şık, özellikle kahvaltı ve çay davetleriniz için hoş bir sunum. Eğer sıcak olarak servis yapma imkanınız varsa içine 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri de ekleyebilirsiniz veya ortalarından kesip arasına kaşar peyniri rendesi de koyabilirsiniz.
Browni Cheesecake (No bake)
Starbucks’da yanında latte ile tek geçtiğim browni cheesecake için çok parlak bir fikir geldi aklıma, browni tabanı yeni favorim olan eti browni intense ile hazırlamak :) (hastasıyım) Aslında peynirli harç için kendi tarifim vardı ama zaten pişmiş olan browniyi tekrar fırına sokmak istemedim ve sevgili Cenk’in mandalinalı cheesecake tarifinde kullandığı no bake usulunü kullandım ve … Devamını oku
Cevizli İncir Dolması (İncir Tatlısı)
Zaten kendi başına bir tatlıdır incir ama çok basit bir iki işlemden geçince kendi çapında bir baklava olup çıkar karşınıza. Eskiden çok daha fazla bilinen incir tatlısı, sanırım seçeneklerin artmasıyla şimdilerde pek tercih edilmiyor. Bence bol yağlı ve şerbetli tatlılardan çok daha lezzetli ve yerken daha az vicdan azabı duymanız için söyleyebilirim ki içine çok çok az şeker koysanız da kendine has tadı, tatlı ihtiyacınızı gidermeye yeterli oluyor, içinde hiç yağ olmaması da cabası.
Türk tatlı kültürünün temeli olan yağda kızartıp, şerbetleme tekniği bazı yerlerde incire de uygulanıyor; incir içi doldurulup yağda kızartıldıktan sonra hazırlanan şurubun içine bırakılarak hamur tatlısı muamelesi görüyor ki bence bu çok gereksiz bir işlem ve incire yapılan bir haksızlık. Zaten bünyesinde doğal şeker ihtiva eden bir meyvenin daha masum bir teknikle daha kibarca pişirilmesinden yanayım.
Küçük bir bilgi daha vermek istiyorum; çoğunuzun aklına incir denilince İzmir gelir ama incir aslında İzmir’de değil Aydın’da üretilir fakat İzmir’de işlenip paketlendiği için artık İzmir’le özdeşleşmiştir. Bu tatlıda kullandığım incirleri de eşim İzmir seyahati dönüşü Tariş’den almış, çoğu yerde satılanlar gibi üzerlerini kaplayan bir nişasta tabakası yok, çok doğal ve nefisler, kesinlikle tavsiye ederim.
Pastırmalı Milföy Pizzaları
Eşimin Kayseri’ ye yaptığı iş gezisinden payıma düşen pastırmaların ( tattığım en iyi pastırmadır) fırında aldığı tat ve milföyün zaten tartışılmaz lezzeti bir araya gelince bu enfes börek çıktı ortaya. Aynı şekilde içine sucuk, mantar, sosis veya başka herhangi bir malzemede koyabilirsiniz, iç harcı sizin damak tadınıza kalmış ama kesinlik bu şekilde de denemenizi öneririm.
Milföy hamurunun bu şekilde de kullanılabileceğini bilenleriniz vardır elbette ama bilmeyenler için ve kahvaltıda değişik bir şeyler yapsam ama kolay da olsa diyenler için bu tarifi yazmak istedim.
Pastırma seçerken özellikle Kayseri pastırması olmasına ve sırt kısmından yapılmış olmasına (sırt pastırması) dikkat etmenizi tavsiye ederim, çünkü benim bugüne kadar yediğim en iyi pastırmaydı.
Çikolatalı Sufle (Martha Stewart tarifi ile)
Çikolatalı sufleyi sevmeyecek bir insan var mıdır bilemiyorum, hem görüntüsü, hem tadı insanı kendinden alır… Tarif Martha Stewart’a ait, yani hiç çekinmeden denenmeli ve tadı damaklarda kalmak suretiyle yenmeliydi, öyle de yapıldı, kesinlikle bu nefis sufleyi deneyin ve kendinizi ödüllendirmiş olacaksınız…
Elmalı Kurabiye
Favorilerimden biri bu kurabiyeler, sanırım sevmeyeni de yoktur, sevilmeyecek gibi de değiller hani…
Lezzetini dondurucuda saklandığında kaybetmemesi de en güzel yanlarından biri.
Bir çok tarif var elmalı kurabiye için ama şöyle bir uyarı yapmalıyım ki yoğurtlu olan tarifler uzun süre dayanmıyor ve genelde yumuşak oluyorlar, eğer kıtır kıtır seviyorsanız ve yapmışken fazla yapayım da kenarda bulunsun diyorsanız kesinlikle hamurunda yoğurt kullanmayın ve margarini eritmeyin.
Zencefil Çayı
Zencefil Kur’an’ da adı geçen ve cennette de olacağı duyurulan bitkilerden biridir. İnsan suresi 17. ayette “Orada onlara bir kadeh içirilir ki, karışımı zencefildir” diye buyuruluyor.
Zencefil baharat olarak uzun süredir (ülkemizde de) kullanılıyor ama tazesi henüz pek fazla bilinmiyor ve kullanılmıyor maalesef, henüz ülkemizde yetiştirilmemesinin de bunda etkisi var sanırım. Oysa ki Uzak Doğu ülkelerinde yemeklerden, çaylara, kurabiyelere, keklere kadar bir çok ürüne tat verici olarak kullanılıyor.
Ben çay olarak sürekli kullanıyorum, çoğu kişi acı olarak nitelendirse de ben kesinlikle tadını severek içiyorum, bence acı değil rahatlatıcı bir tadı var, hatta çayını içmekle kalmayıp demlediğim zencefilleri de afiyetle yiyorum.
İçtiğimiz bir bardak normal çayın içine de ince bir dilim zencefili ince ince dilimleyip de deneyebilirsiniz.
Araştıran bilim adamları tarafından mucize bir bitki olarak tanımlanan zencefil mide hazımsızlığına, mide bulantısına, eklem iltihaplanmalarına, kolik hastalığına (2 yaşından küçüklerde kullanılmıyor) faydalı olarak biliniyor. Özellikle Çin ve Hindistan’da sağlık alanında da yoğun olarak kullanılıyor, mide bulantısı ve baş dönmesine faydalı olduğu araştırmalar ve deneyler sonucu kanıtlanmış.
3-4 senedir soğuk algınlığı, grip gibi durumları ilaç almadan , sadece zencefil ve ıhlamur ile atlatmanın da verdiği deneyim ile soğuk algınlığı ve üst solunum yolu enfeksiyonunun çok daha rahat atlatılmasında bir çok ilaçtan çok çok daha fazla etkisi olduğunu söyleyebilirim, özelikle boğaz şişliği, boğaz ağrısı, boğazda gıcık durumlarında en az 3-4 saat kesin bir rahatlama sağlıyor.
Toz olarak da kullanılabilir ama tazesinin yerini tutmaz, 1 tatlı kaşığı toz zencefil bal ile karıştırılıp yenilebilir, bu da boğazı ve mideyi rahatlatan bir yöntem.
Taze zencefil etken madde bakımından daha zengin; % 80 su, % 2 protein, % 1 yağ, % 12 nişasta, kalsiyum, fosfor, demir, B ve C vitamini içeriyor. Kuru zencefilde su oranı % 10’dur.
Kolay Su Böreği (Sodalı Börek)
Konya mutfağının elde açılan böreklerinden sonra annem ve teyzemler tarafından basitliğinden ve lezzetinden ötürü bir hayli rağbet görmüş olan bu börek, bir dönem her konuk sofrasının demirbaşıydı desem doğru olur sanırım, aynı böreği her yerde görmekten sıkıldığım için uzunca bir süredir yapmıyordum.
Sizde tadını alıp, kolaylığına kanarak misafirlerinize sürekli aynı böreği yapmayın sakın :) Belki orjinal su böreğinin yerini tam tutmaz ama dışarıda satılan bir çoğundan daha iyi bir tadı var.
Kahvaltı için de değişik bir seçenek olabilir, genelde üzerine çörek otu serpilmiyor ama ben çörek otunu salataya bile koyduğum için böreğe koymaktan kendimi alamadım…
Ayrıca yapılabilecek en kolay böreklerden biri, hatta belkide en kolayı.
Tavuk Suyuna Çorba (Şifa Niyetine…)
Son yılların en yağışlı kışını atlattık İstanbul’da, kar, yağmur kesildi ve geçen hafta cuma günü adeta yazdan bir gün yaşadık ve ben bu güneşli havada üşüttüm. Grip aşısı olurum her sene ve soğuk algınlığından kaynaklanan hastalıkları ayakta atlatırım hep, en fazla bir iki güne geçer ama bu kez inatçı çıktı hastalık bir türlü geçmezmiş gibi daha da kötüleşiyor. Doktora gidecek halim olmadığı için ilaç kullanmıyorum, boğazımdaki yanma ve gıcık zencefil sayesinde hafifliyor, burnumu da karbonatlı ve tuzlu su ile yıkıyorum ama halsizliğe henüz bir çözüm bulamadım maalesef, biraz iyi hissettirmesi, beni ayağa kaldırması umuduyla tavuk suyuna çorba yaptım, üzerine bol karabiber ve limon ile tam bir hasta çorbası oldu.
Portakallı Pırasa Yemeği
Bana kalsa haftada bir kez yapacağım bir yemektir ama maalesef eşim pek hoşlanmadığı için ayda bir anca yapıyorum. Pırasayı fırında mücver tarzında ve daha farklı birkaç şekilde de pişiriyorum ama tarifleri siteye eklememişim, yakın bir zamanda eklemeyi planlarım arasına aldım. Bu arada pırasanın en sevdiğim kullanım yeri elde açılmış börek harcıdır….