Palamuttan sonra gerçekten eti olan bir balık da sarıkanat, pişirmenize değiyor yani, hem doyuruyor, hem de lezzetli. Bütün bir kılçığı var ama bunu çıkardıktan sonra çok minik ip gibi birkaç kılçık daha çıkıyor yani büyükler için yemesi kolay ama çocuklar için kendiniz titizlikle ayıklamalısınız. Sarıkanat lüferin bir boy küçüğü ve tadı lüfere çok yakın, bu mevsim tadı en iyi olduğu zaman, ilkbahara doğru yağı azaldığı için fırına pek uygun olmuyor ama bu zamanlarda alırsanız fırında pişirebilirsiniz. Balığı sürekli aynı yerden alma taraftarıyım, böylece hangi balığın zamanı olduğu, balığın yeterince yağlı olup olmadığı konusunda sizi uyarıp, nasıl pişirmeniz gerektiği ile ilgili tavsiyeler verebilirler. Yapımı oldukça kolay, çok zahmetsiz, dondurucunuz da bulunması sizin için büyük kolaylık olur.
Aşure Tatlısı
Öncelikle aşure günü ile ilgili küçük bir bilgi vererek başlamak isterim; Aşure (Aşura) Arapça’da 10 anlamına gelen “aşara” kelimesinden gelmektedir, bunu da muharrem ayının 10. gününün aşure günü olması şeklinde açıklayabiliriz. Aslında bu güne, bu ismin verilmesine birçok anlam yüklenir ama bunlardan en önemlisi 10 peygambere Allah tarafından bu günde bahşedilen ikramlardır.
Bazı inançlara göre farklı ibadetlerin ve anlamların yüklendiği bu gün ve hafta boyunca yapılan aşure tatlısının da ayrı bir yeri vardır ve bir çok yerde gelenek halini almıştır. Bu tatlının evlerde yapılarak dağıtılması bir bereket inancı ve beklentisi için de yapılır ki, biz de bu inanç ile aşuremizi her sene kaynatırız. Allah evlerimizden bereketini eksik etmesin…
Portakallı Kakaolu Kek
Akşam saat 10’da tutan tatlı krizi sonrası yapılan, evin içini mis gibi portakal kokutan, yumuşacık sünger gibi bir kek. Oldukça hafif, yanına bir bardak çay veya bir bardak soğuk süt ile daha da harika oluyor. Ben çok tatlı olmasın diye şekeri bir buçuk su bardağı kullandım fakat içinde portakal suyu olduğu için şeker miktarı 2 su bardağına çıkarılabilir, tarife o şekilde yazacağım. Ertesi gün tadı daha iyi oluyor, vaktiniz varsa bir gün önceden yapın, birkaç gün aynı tadı koruyacaktır…
Fırında balık (Levrek, Lüfer ya da Palamut)
Aslında lüferden pek hoşlanmıyorum, çok fazla kılçığı var, yerken çok yoruyor ve kesinlikle doyurucu değil. Bu tarifi her balığa uygulanabilecek bir tarif olarak görebilirsiniz, oldukça kolay, kesinlikle zahmetsiz ve nefis oluyor. Palamut, levrek veya çipura ile hatta ve hatta kılçıkları tamamen alınmış bir hamsi ile de deneyebilirsiniz. Ben eklemeyi unutmuşum ama çok çok ince kesilmiş patatesler de ekleyebilirsiniz, patates balığa çok yakışıyor. Soğanlar karamelize olup bambaşka bir tada bürünüyorlar, çiğ soğan tadından ve kokusundan eser kalmıyor, onun için fazla kullanmanızı öneriyorum. Limonlara gelince, kabuklarını biraz rendeleyip balıkların terbiyesinde kullanabilirsiniz, limonları kabuksuz olarak dilimlerseniz pişerken balıklara acılıklarını bırakmalarını engellemiş olursunuz, benim limonlarımın kabukları çok ince olduğu için ben rendelemedim ama balıkların içine ayrıca biraz limon kabuğu rendesi ilave ettim.
Havaların soğuduğu bu günlerde balılar çok daha lezzetli olmaya başlayacaklar, şu an fiyatları da geçen aylara göre oldukça uygun, kesinlikle bu fırsatı kaçırmamanızı öneriyorum…
Brokoli Çorbası
Uzun süredir siteye yazmak istediğim bir tarifti bu brokoli çorbası ama bir türlü fotoğraflamaya vaktim olmadı. Genelde yemeklerde ana malzeme olarak kullanmam brokoliyi, çoğunlukla buharda pişirip, yoğurt ile ara öğünlerde tüketirim ya da et, tavuk gibi ana yemeklerin yanına garnitür olarak kullanırım. Hiç denemeyenler ve endişesi olanlar için söylemeliyim ki çorba sandığınız gibi kötü bir tat ve kokuya sahip değil merak etmeyin. Ben brokoliyi gereğinden biraz fazla kullandığım için rengi koyu oldu, verdiğim ölçülerde kullanırsanız rengi daha açık bir yeşil olacaktır, istenirse servis yapılırken krema da kullanılabilir ama ben bu ara biraz fazla tatlı tükettiğim için krema ilave etmemeyi seçtim.
Fırında Limonlu Mercan
Ekim ayı denizlerin canlanmaya başladığı ve sıcak Marmara’dan kaçan balıkların, nihayet denizin de soğumaya başlamasıyla döngülerini tamamlayıp, geri dönmeye başladıkları aydır. Bu tezgahlara da müthiş bir çeşitlilik getirir, şu an her balığı taze olarak balık tezgahlarında bulabilirsiniz. kısaca bahsetmek gerekirse hafif ve beyaz etli balıkları tercih ediyorsanız ; çipura, tekir, mercan, kefal, levrek, barbunya, mezgit ve kalkan tercih edebilirsiniz.
Diğer yandan hamsi, istavrit, palamut gibi balıkların etleri daha yağlı ve dolayısıyla ağırdır.
Hafif ve basit bir balık tarifiyle balık mevsimini değerlendirmeye devam edelim…
Cajun Usulü Kalamar
Kalamarı doğranmamış olarak, balıkçılardan ve büyük marketlerden taze olarak alabileceğiniz gibi, dondurulmuş kalamarları da kullanabilirsiniz ama şu sıralar kalamar zamanı taze olarak tüketmekte fayda var.
Henüz denemediyseniz, kesinlikle sizin için uygun gördüğünüz bir şekilde kalamarı denemelisiniz diyorum.
Bütün deniz ürünleri gibi kalamarın pişirilmesi de son derece basit, önemli olan taze malzeme kullanılması, terbiyenin doğru şekilde ve zamanında yapılması.
Zorunlu Aranın Ardından…
Her ne kadar aç, yemeksiz ve zor günler geçirmeme sebep olsa da, mutlu bir bekleyiş içindeyiz… Yemeksiz günlerim tam olarak geçmiş sayılmaz aslında, ama artık çok sevdiğim baharatları ve salçayı bir kenara bırakarak sadece karabiber ve pul biber ile hafif sebze yemekleri ve çorbalar yapmaya başladım, bu tarifleri de benimle aynı durumda olan ve ne … Devamını oku
Ekşili Köfte Çorbası (Sulu köfte Çorbası)
Bizim ailede sulu köfte olarak bilinen bu çorba çoğunlukla özel günlerde düğün ve bayram yemeklerinde yapılır, sanıyorum bunda yapımının biraz zor olmasının büyük rolü var. Her yörede farklı bir yapılışı ve farklı bir adı olan bu çorbaya en yaygın ismiyle ekşili köfte demeyi uygun gördüm.
Köftelerinin yuvarlanması biraz vakit alsa da yapımı oldukça basit bir çorba, köftelerin yuvarlanması benim 20 dakikamı aldı. Köfteleri biraz büyükçe yuvarladığınızda ana yemek olarak da sunum yapabilirsiniz.
Terbiye yapıp yapmamak sizin tercihiniz ama tadını çok daha güzel yaptığını söylemeliyim, sanıyorum ki bu tip çorbalarda terbiye kullanmaktan kaçınılmasının en büyük nedeni yumurtanın kokacağının düşünülüyor olması. Ancak terbiyenin içine bir adet yumurta sarısı ile bir adet limon suyu koyulduğu takdirde herhangi bir koku oluşmayacaktır, uzun lafın kısası kesinlikle terbiye kullanmanızı öneriyorum.
İftar davetleriniz için farklı ve lezzetli bir seçenek olacağını düşünüyorum, umarım dener ve bizim kadar beğenirsiniz…
Vanilya Kremalı Cupcake
Uzun bir bekleyişin ardından elime ulaşan ve vanilya özütünü ilk defa bu cupcake’ler ile denedim, tat ve koku açısından oldukça başarılı bir malzeme, maalesef Türkiye’de bulunmuyor yada ben bulamadım… Özellikle sütlü tatlılarda ortaya çıkacak farkı görmek için sabırsızlanıyorum…
Cupcake’leri de ilk defa deniyorum fakat bu denemem bir türlü bulamadığım cupcake kalıpları veya uygun derinlikteki muffin kalıpları sayesinde biraz şekilsiz oldu, her yerde bulabileceğiniz metal minik kek kalıplarından ve cupcake kağıtlarından kullandım, sonuçta ortaya çıkan görüntü yukarıda, çok da kötü değil elbette ama benim aklımda çok daha farklı bir görüntü vardı, bir daha ki sefere çikolatalı cupcake’ler yaptığımda aradaki farkı göreceksiniz.
Özellikle davetler, doğum günleri ve çocukların katıldığı etkinlikler için son derece doğru bir seçim…